ÖZET
Amaç: Bu çalışmada hayat kadınlarında vajinit ve cinsel temasla bulaşan hastalık etkeni olabilecek bazı potansiyel patojenlerin prevalansını belirlemeye çalıştık. Çalışmanın Yapıldığı Yer: Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalları, Eğitim Fakültesi Biyoloji Anabilim Dalı. Materyal ve Metod: Diyarbakır ili genelevindeki 72 hayat kadını rutin kontroller sırasında Gardnerella vaginalis, Candida türleri, B Grubu streptoklar ve Neisseria gonorrhoea yönünden incelendi. Kontrol grubu olarak, tek eşli olan 30 sağlıklı kadından alınan vaginal örnekler hazırlandı. Spekülumun, posterior fornikse doğru sokulmasından sonra her hastadan 3 sürüntü örneği alındı. Sürüntülerden ikisi uygun besiyerlerine ekim işlemlerinde kullanıldı. Bu besiyerleri kanlı agar, çukulata agar, EMB (Eozin methylen blue) Sabouraund dekstrose agar ve insan kanlı HBT agardı. Ekim yapılan plaklar hızlı bir şekilde laboratuvara nakledildi. Üçüncü sürüntü örneği ise direk mikroskobik incelemede gram ve giemsa boyama yöntemleri için kullanıldı. İstatistiksel değerlendirmeler students t testi ile yapıldı. Bulgular: Genelevde çalışan kadınlardan alınan 72 örnekten 29unda (%40.2) potansiyel patojen mikroorganizma saptandı. En sık olarak Gardnerella vaginalis (%19.4) ve sırasıyla Candida türleri (%13.9) ve Group-B-Streptococci (%13.9) varlığı belirlendi. Kontrol grubunda Gardnerella vaginalis ve B Grubu streptoklar izole edilmezken, 1 olguda Trichomonas vaginalis ve 2 oguda Candida türleri bulundu (p<0.01).Sonuç: Diyarbakır genelevinde çalışan hayat kadınlarında en sık rastlanan potansiyel patojen mikroorganizmalar Gardneralla vaginalis, Candida türleri B Grubu streptoklar olarak belirlenirken, Neisseria gonorrhoeaeye nadiren rastlandı.

ABSTRACT
Objective: In this study, we examined the prevalence of some potential pathogens causing vaginitis and sexually transmitted disease among prostitutes. Institution: Dicle University, Faculty of Medicine, Departments of Microbiology, Gynecology & Obstetrics; Dicle University, Faculty of Education, Department of Biology. Materials and Methods: Seventy two prostitutes in Diyarbakır city brothel were examined for Gardnerella vaginalis, Candida subspecies, Group-B-streptococci and Neisseria gonorrhoeae during routine controls. As a control group high, vaginal swabs obtained from 30 healthy monogamic women were prepared. Three swabs were taken from each subject after insertion of a speculum through the posterior fornix. Two swabs were used immediately to inoculate appropriate media. These included a blood agar, a chocolate agar, EMB (Eozinmethylen blue), Sabouraud-dextrose agar, and human blood bilayer medium with Tween 80 (HBT). The inoculated plates were transported to the laboratory very quickly, while the third was used for direct microscopy of wet preparation, Gram stain and Giemsa stain. Statistical analysis was carried out by using students t-test. Results: Potential pathogens were isolated from 29 (40.2%) of 72 specimens from among women working in the brothel. Gardnerella vaginalis was the most frequently recovered organism which was found in 19.4% of the cases followed by Candida subspecies (13.9%), Group-B-Streptococci (13.9%) and Neisseria gonorrhoeae (%1.4). No Gardnerella vaginalis or Group-B-Streptococci were isolated from the control group; however, Trichomonas vaginalis was found in one and Candida subspecies in two control subjects (p<0.01). Conclusion: While Gardneralla vaginalis, Candida subspecies and Group-B-Streptococci were the most common isolated organisms, Neisseria gonorrhoeae was found rarely among prostitutes working at Diyarbakır brothel.