ÖZET
Amaç: Kliniğimizde uygulanan kordosentez sonuçlarının değerlendirilmesi. Gereç ve Yöntemler: Kliniğimizde 1999-2005 yılları arasında tanı amacıyla, gebeliğin 21-37. haftaları arasında yapılan 41 kordosentez olgusu retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Kordosentez olgularımızda işleme bağlı fetal kayıp izlenmedi. Kırkbir fetal invazif girişimin 40'ında kültürde üreme başarısı sağlanırken (%97.6), bir olguda (%2.4) başarı sağlanamadı. Kültürde üreme başarısı sağlanan 40 olguda da kromozomal anomali saptanmadı. Karyotip tayini için yaptığımız kordosentez işleminde endikasyon olarak en büyük kısmı, ultrasonografide fetal anomali tespit edilen 30 olgu (%73.2) ve üçlü testte yüksek risk saptanan 11 olgu (%26.8) oluşturdu. En sık transplasental geçiş ile fetal kan örneklemesi yapıldı (41/33, %80.5). Sonuç: Yirminci gebelik haftasından sonra tanı ve tedavi amacıyla invazif girişim gereken olgularda, kordosentez güvenli bir yöntemdir.

ABSTRACT
Objective: The aim of our study was to evaluate our cordocentesis results. Material and Methods: We have analysed 41 cordocentesis carried out in our hospital in 1999-2005 retrospectively. Results: Cordocentesis were performed due to: fetal malformation in current pregnancy in 30 cases (73.2%), abnormal results of triple test in 11 cases (26.8%). The cordocentesis was performed from the 21st to the 37th week of gestation. Complications of the cordocentesis were not diagnosed. Tissue cultures were successful in 40 of 41 cases (97.6%) evaluated by cordocentesis. Chromosomal abnormality was not obtain in all cases with successful cultures. Conclusion: After 20th gestational weeks, cordocentesis is safe and very useful tool of diagnosis in management of high risk pregnancies.