ABSTRACT
Objective: The aim of this study is to emphasize the importance of unsuspended treatment of the caesarean scar ectopic pregnancies diagnosed in early trimester and to remind once again that hysteroscopy can be the first option in such cases. It is intended to provide guidance in the selection of treatment method for the caesarean scar pregnancies terminated in early weeks. Material and Methods: Treatment options for seven patients who were admitted to ''İstanbul Civilization University Obstetrics and Gynecology Department of Göztepe Training and Research Hospital'' and diagnosed with caesarean scar pregnancies are discussed. Results: The duration of the pregnancies were 6 weeks, 8 weeks and 3 days. All of them were diagnosed by ultrasound examination. Due to diagnosis in early weeks, 5 patient's pregnancy materials were removed by hysteroscopy and being in late weeks of her pregnancy one patient's pregnancy materials were removed by laparotomy. Because of the hemorrhage ensuing the Dilatation/Curettage (D/C) procedure accompanied with ultrasound examination, one patient's scar tissue was removed by laparotomy. Then bilateral uterine and hypogastric artery ligation were performed on this patient due to severe hemorrhage. Conclusion: In caesarean scar pregnancies, terminating the pregnancy immediately by informing the patient will reduce the risk of maternal mortality and morbidity. As a result of diagnosis and treatment in the first trimester, none of the 7 patients mentioned here required hysterectomy.

ÖZET
Amaç: Bu çalışmada erken haftada sonlandırılan skar yeri gebeliklerinde uygulanacak tedavi seçiminde yol göstermesi planlanmıştır. Amacımız erken ilk trimestrda tanı konulmuş skar yeri gebeliklerinin tedavisinin geciktirilmeden yapılmasının önemini vurgulamak ve histereskopik tedavinin bu noktada ilk tercih olabileceğini bir kez daha hatırlatmaktır. Gereç ve Yöntemler: İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği'ne başvuran skar yeri gebeliği tanısı konulan 7 hastanın tedavi seçenekleri tartışıldı. Bulgular: Başvuran hastalar 6 hafta ve 8 hafta 3 günlük gestasyonel yaş arasındaydı. Yedi hastada da tanı ultrason muayenesinde konuldu. Erken haftalarda tanı konulması nedeniyle 5 hastanın tedavisi histeroskopi ile yapılırken, 1 hastanın ilk başvuru anındaki gebelik haftası ileri olması nedeniyle laparatomi ile gebelik materyalleri boşaltıldı. Bir hastada da ultrason eşliğinde Dilatasyon/Küretaj (D/C) ardından kanama olması nedeniyle laparatomi yapılarak sezaryen skar yeri çıkarıldı. Kanamanın devam etmesi üzerine bilateral uterin arter ve hipogastrik arter ligasyonu yapıldı. Sonuç: Sezaryen Skar yeri gebeliklerinde tanı konulur konulmaz hasta ile durum paylaşılarak gebeliğin sonlandırılması morbidite ve mortalitenin azaltılmasını sağlayacaktır. Burada sunulan 7 hastanın da ilk trimestrda tanıları konularak tedavi edilmeleri nedeniyle hiçbir hastada histerektomiye ihtiyaç duyulmadı.