2975 Viewed1206 Downloaded
Clinical And Laboratory Findings In Cases Of Pelvic Enflammatory Diseasecomplicated By Tubo-ovarian Abcess
Tuboovarian Abse İle Seyreden Pelvik Enflamatuar Hastalıklı Olgularda Klinik ve Laboratuvar Bulgular
Özgür YENİEL*, Murat ULUKUŞ**, Alpay YILMAZ*, Mustafa ULUKUŞ***, Ömer DİNÇER***
*Öğr., Ege Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD**, Ege Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD***, Ege Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD, İZMİR
Turkiye Klinikleri J Gynecol Obst. 2003;13(5):379-83
Article Language: TR
Copyright Ⓒ 2024 by Türkiye Klinikleri. This is an open access article under the CC BY-NC-ND license (
http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/4.0/)
ÖZET
Amaç: Çalışmamızın amacı, kliniğimizde yatırılarak tedavi edilmiş, tuboovarian abseli (TOA) ve absesiz pelvik enflamatuar hastalıklı (PİD) olgularının risk faktörleri, klinik ve labaratuvar bulguları bakımından karşılaştırılmasıdır.Çalışmanın Yapıldığı Yer: Ege Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD, Bornova, İzmir.Materyal ve Metod: Bu çalışmaya 1995?2002 yılları arasında kliniğimizde yatarak tedavi gören 101 PİDli olgu dahil edilmiştir. Çalışma grubu olarak TOAli 33 PİD olgusu ve kontrol grubu olarak da TOA saptanmamış 68 PİD olgusu çalışmaya alınmıştır. Çalışmamızda olgular; yaş, koit yaşı, parite, kontrasepsiyon yöntemleri, PİD öyküsü gibi risk faktörleri ve ayrıca aksiller ateş, lökosit ve trombosit sayısı, eritrosit sedimentasyon hızı (ESR) ve hastanede yatış süresi gibi bazı klinik ve laboratuvar parametreler açısından karşılaştırılmıştır.Bulgular: Her iki grup arasında yaş ve ilk koit yaşı bakımından istatistiksel farklılık saptanmamıştır (p>0.05). Kontraseptif metot olarak rahim içi araç (RİA) kullanımı çalışma grubundaki hastalarda anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). Geçirilmiş PİD öyküsü her iki grupta da düşük oranda saptanmıştır. Lökosit ve trombosit sayısı ve ayrıca ESR, çalışma grubunda anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). Çalışma grubundaki hastaların hastanede kalış süreleri kontrol grubuna göre daha uzun olarak bulunmuştur (p<0.05).Sonuç: PİDli olgularda gelişen TOA yaşla ilgili değildir. RİA ile korunma TOA oluşumuna yatkınlık oluştururken, kondom kullanımı koruyucu gibi gözükmektedir. PİDli olgulardaki yüksek ateş, lökositoz trombositoz ve ESRnın kantitatif değerleri orantılı olarak TOA gelişimi için prediktif olabilir. PİD, sonuçları açısından önemli bir sağlık sorunudur. Ülkemizde RİAya bağlı pelvik abse, adezyonlar ve bunlara bağlı infertilite, ooferektomi ve hatta histerektomi sık olarak görülmektedir. Özellikle ileride çocuk arzusu olan genç bayanlara RİA yerine oral kontraseptif (OK) kullanımının önerilmesi uygun bir yaklaşım olabilir.
ABSTRACT
Objective: The aim of this study is to make a comparison between the patients of tubo-ovarian abscess (TOA) and the patients of pelvic inflammatory disease (PID) without TOA according to the clinical and laboratory findings.Institution: This retrospectively designed study was made in the Ege University School of Medicine, Department of Obstetrics and Gynecology.Materials and Methods: 101 cases of pelvic inflammatory disease (PID) who were hospitalized in the clinic between the years of 1995 and 2002, were included in this study. As the study group, 33 patients with TOA and as the control group, 68 patients of PID but without TOA were assessed retrospectively. Both groups were compared according to the risk factors as age, onset age of coitus, parity, methods of contraception and previous PID history, and also according to the clinical and laboratory parameters as axillary fever, eritrocyte sedimentation rate (ESR), leucocytosis, thrombocytosis and hospitalization period. Findings: There was no statistical difference between the ages of the patients and the onset age of coitus, in both groups (p>0.05). The ratio of the patients using intrauterine device (IUD) as a contraceptive method was found significantly higher in the study group (p<0.05). Previous PID history was not high in both groups. The quantitative measure of fever, leucocytosis, increased eritrocyte sedimentation rate and thrombocytosis, were found higher and statistically significant in the group of patients with TOA (p<0.05). The hospitalization period of the patients with TOA were significantly longer than the control group (p<0.05).Conclusion: As a result of this study, in cases with PID, progression to TOA does not seem to be related with the age and the onset age of the coitus. Contraception with IUD could be a risk factor for TOA, but condom seems to be a preventive method. In patients with PID, the quantitative measures of fever, leucocytosis, high ESR and thrombocytosis, may have a predictive value on the progression to pelvic abscess. PID is still being an important health problem due to its complications as TOA. In our country, pelvic abscess, adhesions, infertility, oopherectomy and even hysterectomy are common in patients using intrauterine devices (IUD) as contraceptive method. Oral contraceptive pills rather than the IUD must be recommended especially to young women who desire to conceive in the future.