7455 Viewed3776 Downloaded
Prediction and Diagnosis of Preterm Delivery: Review
Erken Doğum Eyleminin Öngörü ve Tanısı
Salih ÇETİNKAYAa, Ebru Hacer BİBEROĞLUa, Ayşe KIRBAŞa, Nuri DANIŞMANa
aPerinatoloji Birimi, Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara
Turkiye Klinikleri J Gynecol Obst. 2017;27(2):79-93
DOI: 10.5336/gynobstet.2015-45039
Article Language: TR
Copyright Ⓒ 2024 by Türkiye Klinikleri. This is an open access article under the CC BY-NC-ND license (
http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/4.0/)
ÖZET
Preterm eylem, Amerikan Obstetrik ve Jinekoloji Derneği tarafından 37. gestasyonel haftadan önce, servikal değişikliklere (efasman; serviksin incelmesi ve dilatasyon; serviksin açılması) neden olan uterin kontraksiyonlar olarak tanımlanmıştır. Gebeliğin 20 ve 37. haftaları arasında gerçekleşen doğumlar ise preterm doğum olarak adlandırılmaktadır. Preterm doğum, perinatal morbidite ve mortalitenin tüm dünyada en önde gelen nedenidir. Kesin nedeni tam olarak anlaşılamamış olmakla birlikte preterm doğum oranları artmaktadır. Preterm doğuma bağlı perinatal komplikasyonların azaltılması için yüksek riskli grubun belirlenmesi ve preterm eylemin erken öngörülmesi büyük önem arz etmektedir. Preterm doğuma neden olan patofizyolojik olaylar tamamen bilinmemekle birlikte desidual kanama, uterusun aşırı gerilmesi ve muhtemelen fetal veya maternal stres nedeni ile ortaya çıkan hormonal değişiklikleri içerebilir. Preterm doğum için tanımlanmış çok sayıda risk faktörü bulunmaktadır. Daha önceki preterm doğum öyküsü, serviks boyunda kısalma, gebelikler arası sürenin kısa olması, servikal cerrahi öyküsü, bazı gebelik komplikasyonları (gebelikte kanama, çoğul gebelik) ve ayrıca gebelik öncesi maternal kilo düşüklüğü, gebelikte sigara içilmesi gibi faktörler preterm doğum riskini artırmaktadır. Obstetrik öykünün yanı sıra servikal uzunluğun ve şeklin ultrasonografik olarak değerlendirilmesi, servikste vajinal bakteriyel vajinoziz varlığı, servikovajinal sıvıda fetal fibronektin ölçümü gibi biyokimyasal belirteçlerin düzeyleri preterm eylem öngörüsünde kullanılan tarama testleridir. Ancak, henüz spontan preterm doğumun öngörülmesinde kullanılabilecek, klinik olarak güvenilebilir tek bir belirteç bulunmamaktadir.
ABSTRACT
According to Obstetrics of the American College of Obstetricians and Gynecologists, preterm labor is defined as regular contractions of the uterus resulting in changes in the cervix that start before 37 weeks of pregnancy. Changes in the cervix include effacement and dilation. When birth occurs between 20 weeks of pregnancy and 37 weeks of pregnancy, it is called preterm birth. Preterm birth is the leading cause of perinatal morbidity and mortality around the world. Spontaneous preterm birth is also increasing, and the exact cause remains unclear. For lowering perinatal complications, to identify high-risk women and the early prediction of spontaneous preterm birth is important. The pathophysiologic events that trigger preterm birth are largely unknown but may include decidual hemorrhage, uterine over distention, and hormonal changes possibly mediated by fetal or maternal stress. Factors that increase the risk of preterm birth include the following: having a previous preterm birth, having a short cervix, short interval between pregnancies, history of surgery on cervix, certain pregnancy complications, (multiple pregnancy and vaginal bleeding), additionally low pre-pregnancy weight, and smoking during pregnancy. As well as obstetrical history, cervical lenght measurement by ultrasonography, vaginal bacterial vaginosis and fetal fibronectine measurement in vaginocervical secretion, are the most common screening tests used for the preterm labor prediction. As no single biomarker has yet been shown to fulfill all the requirements of a clinically reliable test for prediction of spontaneous preterm birth.