E-ISSN: 2619-9467

Cover    
Year 2007 - Volume 17 - Issue 3

Open Access

Peer Reviewed

ORIGINAL RESEARCH
2424 Viewed1443 Downloaded

The Results Of Second Trimester Genetic Amniocentesis Procedure: Adnan Menderes University Experience With The Results Of 22 Centers In Turkey
İkinci Trimester Genetik Amniyosentez İşleminin Sonuçları: Türkiye'deki 22 Merkezin Sonuçlarıyla Birlikte, Adnan Menderes Üniversitesi Deneyimi

Full Text PDF  
Turkiye Klinikleri J Gynecol Obst. 2007;17(3):196-206

Article Language: TR
Copyright Ⓒ 2020 by Türkiye Klinikleri. This is an open access article under the CC BY-NC-ND license (http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/4.0/)
ÖZET
Amaç: Amniyosentez endikasyon, sonuç ve komplikasyonlarımızı, Türkiye'deki diğer merkezlerin verileriyle kıyaslayarak değerlendirmek. Gereç ve Yöntemler: Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinde, Aralık 2003-Eylül 2006 tarihleri arasında amniyosentez uygulanan 99 olgunun kayıtları retrospektif tarandı. Türk araştırmacıların, 1996 yılından sonra yayımlanmış Türkçe ve İngilizce makaleleri, Türk Tıp Dizini, Türkçe süreli yayımların arşivleri ve Pubmed, "amni(y)osentez", "karyotip" ve "prenatal tanı" anahtar sözcükleriyle taranarak veya doğrudan araştırmacılardan elde edildi ve incelendi. Araştırmaların özellikleri, endikasyonlar, karyotiplerin endikasyonlara göre dağılımı ve komplikasyonlar özetlendi. Bulgular: Olgularımızın yaş ortalaması 36.6 ± 4.8 yıl (20-44) idi. Endikasyonlar, ileri maternal yaş (%57.5); 3'lü test risk yüksekliği (%19.2); anomali öyküsüne veya görüntülemeye dayalı riskler (%11.1); 2'li test risk yüksekliği (%10.1) ve anomali kaygısı (%2) oranlarında bulundu. En çok Down sendromu olmak üzere karyotip anomali oranı %5.1 idi. Transplasental giriş oranı %35.4; 2 ve daha fazla sayıdaki deneme oranı %13.1 olan serimizde, kültür başarısızlığı ve fetal kayıp gözlenmedi. Türkiye'deki 23 merkezin 14.093 olgusunun verilerine ulaşıldı. Bu araştırmaların %47.8'i, "doğrudan"; %52.2'si "dolaylı" olarak amniyosentez sonuçlarını vermektedir. Endikasyonlar, araştırmaların %39.1'inde ileri maternal yaş ve %26.1'inde 3'lü test risk yüksekliği şeklinde bulundu. Karyotip anomali oranı, %1.5-14.3 arasındaydı. Araştırmaların %71.4'ünde, en çok Down sendromu olmak üzere, daha çok sayısal kromozomal anomali tespit edildi. Araştırmaların %52.4'ünde komplikasyonlardan söz edilmezken, kültür başarısızlığı %0.3-7.1 ve fetal kayıp %0-9.5 olarak belirlendi. Sonuç: Kliniğimizin amniyosentez endikasyon, kültür başarısı, kromozomal anomali oran ve dağılımı, komplikasyon ve sonuçları, Türkiye'deki diğer merkezlerin sonuçlarına benzerdir. Prenatal invaziv tanı testi olarak amniyosentez işlemi, kabul edilebilir bir komplikasyon oranıyla, güvenilir bir yöntemdir.
ABSTRACT
Objective: To evaluate the indications, results and complications of our amniocentesis experience by comparing the counterpart data of other centers in Turkey. Material and Methods: The medical records of 99 cases, underwent to amniocentesis between December 2003-September 2006 in Adnan Menderes University, Faculty of Medicine, Department of Obstetrics and Gynecology, were searched retrospectively. Turkish and English articles of Turkish investigators, published after 1996, were obtained by searching Turkish National Medical Index, the archives of Turkish periodical journals and Pubmed with the key words of "amni(y)ocentesis", "karyotype" and "prenatal diagnosis" or directly from the authors and examined. The characteristics of the articles, indications, the proportions of karyotypes according to indications and complications were summarized. Results: The mean age of the cases was 36.6 ± 4.8 years (20-44). The indications were advanced maternal age (57.5%); having a high risk of 2. trimester screening (19.2%); having a history of anomaly or abnormal imaginary screening (11.1%); having a high risk of 1. trimester screening (10.1%) and maternal anxiety (2%). The rate of karyotype anomalies, of which the most Down Syndrome, was 5.1%. In the present series, of which the rates of transplasental insertions and number of punctures more than 1 were 35.4% and 13.1%, respectively, no culture failure and fetal loss were observed. The data of 14 093 cases of 23 centers in Turkey were obtained. Of the articles, 47.8% was "direct", 52.2% was "indirect" results of amniocentesis procedure. The indications were advanced maternal age and having a high risk of 2.trimester screening (39.1% and 26.1% of the articles, respectively). The rate of karyotype anomaly was 1.5%-14.3%. Numeric anomalies were dominant in 71.4% of the articles, being the most Down Syndrome. There were no data about the complications of 52.4% of the articles whereas the rates of culture failure and fetal loss were 0.3%-7.1% and 0%-9.5% respectively. Conclusion: The indications, culture success, the rate and proportions of chromozomal abnormalities and the results of the amniocentesis procedure of our clinic were as same as the counterpart data of other centers in Turkey. Amniocentesis procedure as a prenatal invazive diagnostic test is a reliable technique with acceptable complication rates.