2684 Viewed987 Downloaded
Deliveries of Macrosomic Babies: Analysis of 746 Cases
Makrozomik Bebeklerin Doğumları: 746 Olgunun Değerlendirilmesi
Banu DANEa, Cem DANEa, Nida BAYIKa, E. Esra GÜLTEKİN İDİŞa, Ahmet ÇETİNa
aKadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul
Turkiye Klinikleri J Gynecol Obst. 2009;19(4):211-4
Article Language: TR
Copyright Ⓒ 2024 by Türkiye Klinikleri. This is an open access article under the CC BY-NC-ND license (
http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/4.0/)
ÖZET
Amaç: Bu çalışmanın amacı, kliniğimizde makrozomik bebeklerin doğumlarını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Ocak 2002-Mart 2008 tarihleri arasında doğan makrozomik (doğum kilosu ? 4000 g) olgular retrospektif olarak değerlendirildi. Ortalama değerler Student t-testi kullanılarak karşılaştırıldı. Sezaryen gereksinimi ile doğum kilosu arasındaki ilişki işlem karakteristiği eğrisi (receiver operating characteristic curve) analizi ile değerlendirildi. Bulgular: Bu dönemde kliniğimizde 746 makrozomik bebeğin doğduğu tespit edildi. Bunların 286'sı sezaryen ile doğmuştu. Eski veya mükerrer sezaryenli 24 olgu çalışmadan çıkarıldı. Çalışmaya 722 gebe dahil edildi. Bu grupta ortalama doğum kilosu 4233 ± 245 g idi. Sezaryen ile doğum sıklığı sırasıyla %36.28 idi. Vajinal doğum yapan olgular arasında omuz distosisi ve vakum ile doğum sıklığı sırasıyla %1.52 ve %4.8 idi. Sezaryen grubunda ortalama anne yaşı anlamlı olarak yüksek, ortalama parite anlamlı olarak düşük idi. Değerlendirme sonucunda 4340 g'ın üzerinde sezaryen gereksiniminin anlamlı olarak arttığı tespit edildi (%34.73 duyarlılık; %80.96 özgüllük, p= 0.0001). Sonuç: Fetal makrozomi bizim çalışma grubumuzda doğum kilosu 4340 g'ın üzerinde ise, anne yaşı ileri ise ve daha önce vajinal doğum yapılmamış ise sezaryen ile doğum sıklığında artış ile ilişkili bulunmuştur.
ABSTRACT
Objective: The aim of this study was to review the deliveries of macrosomic babies in our clinic. Material and Methods: Macrosomic (birth weight ? 4000 g) cases were studied retrospectively from January 2002 to March 2008. The mean values were compared using the Student t-test. The relationship between the need for cesarean section and birth weight was investigated with use of the receiver operating characteristic curve analysis. Results: During this time period 746 deliveries of macrosomic babies were occurred. Among these cases 286 were abdominal deliveries. Twenty four of the cases with previous abdominal deliveries were excluded. The study included 722 cases. The mean birth weight of the study group was 4233 ± 245 g. The rate of cesarean section was 36.28%. The rate of shoulder dystocia and delivery with vacuum extraction among vaginal deliveries were 1.52% and 4.8% respectively. The mean maternal age was higher and the mean parity was lower in the group of cesarean section. It revealed that a cut-off point of 4340 g for the birth weight (sensitivity, 34.73%; specificity, 80.96% p= 0.0001) was the level above which there is a predisposition for the cesarean section. Conclusion: Fetal macrosomia is associated with a marked increase in cesarean deliveries in our study group especially if the birth weight is > 4340 g, advanced maternal age or in the absence of any previous vaginal delivery.