ÖZET
Amaç: Overin seyrek görülen tümörlerinde olan mikst mezodermal tümörlerde olgu sayısı az olduğu için tedavi yaklaşımlarında tam bir fikir birliği yoktur. Bu nedenle üç olgumuzda elde ettiğimiz sonuçları tartıştık. Çalışmanın Yapıldığı Yer: GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, İstanbul. Materyel ve Metod: 1985 yılından bugüne kadar kliniğimizde saptadığımız üç olguyu çalışmamıza aldık. Materyel ve Metod: Hastaların yaş ortalaması 57.7 (46-68) idi. İki hasta postmenopozal dönemde, iki ve daha az doğum yapmıştı. Hastalığın kliniğimizde saptadığımız tüm over tümörleri içinde görülme sıklığı %7 idi. Hastaların tümünde asit mevcut idi. Hastalara primer cerrahi tedaviyi takiben postoperatif kemoterapi (PAC+CHAP) ve bir hastaya radyoterapi uygulandı. İki hasta 12. ayda eksitus oldu. Bir hasta tanıdan itibaren 54 aydır takipte ve son kontrolünde bilgisayarlı tomografide pelviste lenfadenopati kitlesi saptanması ve tümör belirtecinin yüksek bulunması üzerine tekrar ikinci sıra kemoterapiye başlandı. Sonuç: Tümör genellikle postmenopozal dönemde ve düşük pariteli kadınlarda görülmektedir. Asit tüm hastalarda mutad bir bulgu olup, tümör genellikle ileri evrelerde yakalanmıştır. Primer cerrahi tedaviyi takiben kemoterapi verilmesinin yararlı olacağı kanısındayız. Prognoz kötü olmakla birlikte 1 yıl için survey %60'tır. Bir buçuk yıllık sağkalım süresini tamamlayanlarda surveyin daha iyi olduğu görülmüştür.

ABSTRACT
Objective: Malignant mixed mesodermal tumor of the ovary is rare and the reported serie have been small and there is not an agreement on the therapeutic approach of these tumors. Therefore we discussed the results of our three cases. Institution: Gülhane Military Medical Academy, Haydarpaşa Training Hospital, Department of Obstetrics and Gynecology. Study Design: Three cases were included in the study which were found to be malignant mixed mesodermal tumor of the ovary during the ten years period. Results: The mean age of the patients was 57.7 (range 46-68). Two of them were postmenopausal and the parity was low or malignancies found in our department. Ascites was present in all patients. All of the patients recieved adjuvant chemotherapy (PAC+CHAP) and one recieved radiotherapy after the primary surgical treatment. Two patients were dead in the first year. One patient is alive for 54 months and second-line chemotherapy was given because of high tumor markers and pelvic lenfadenopathy which was found on tomography. Conclusion: The tumor is mostly seen in patients at postmenopausal period and among low parity patients. Ascites is found in all patients and the tumor is mostly found in advanced stages. Adjuvant chemotherapy is usefull after primary surgical treatment. Survival rate is 60% for one year. Better survival is found in patients who are alive for more than 1.5 year.