ÖZET
Amaç: Postterm gebeler ile 37-41.gebelik haftasında doğum yapan gebelerde gelişen perinatal ve maternal mortalite, morbidite oranlarını karşılaştırmak. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya Ocak 2005-Aralık 2007 tarihleri arasında postterm gebelik (?287 gün) tanısıyla doğum yapan 128 gebe çalışma grubu olarak, 37-41. gebelik haftasında (259-286 gün) travayda gelip doğum yapan 150 gebe kontrol grubu olarak klinik arşiv dosyalarının retrospektif olarak incelenmesi sonucu dahil edildi. Bulgular: Gruplar vajinal doğum oranları açısından karşılaştırıldığında, kontrol grubunda istatistiksel olarak anlamlı artış saptandı (p=0.03). Primipar gebelerin sezaryen oranları karşılaştırıldığında, çalışma grubundaki primiparlarda istatistiksel olarak anlamlı artış saptandı (p=0.01; OR, 2.554; %95 GA, 1.227-5.316). Her iki grup arasında, doğan bebeklerin yenidoğan bakım ünitesine yatış oranları açısından istatistiksel olarak anlamlı fark izlenmedi (p=0.18; OR, 4.806; %95 GA, 0.530-43.562). Gruplar arasında 1. dakika Apgar skor oranları karşılaştırıldığında her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p=0.265; OR, 1.815; %95 GA, 0.628-5.245). Sonuç: Kırık birinci gestasyonel haftasını doldurmuş gebelerde 37-41. gestasyonel haftadaki gebelere göre artmış sezaryen oranları bize 41. gestasyonel haftasını doldurmuş gebelerde dikkatli olunması gerektiğini göstermektedir.

ABSTRACT
Objective: To make a comparison between the perinatal and maternal mortality and morbidity rates which occur in the postterm pregnancies and the deliveries of the pregnants in their 37-41st pregnancy weeks. Material and Methods: Between the dates of January 2005 and December 2007, 128 pregnants with a diagnosis of postterm pregnancy (?287 days) as the experimental group, and 150 pregnants that came in labour on the 37-41st pregnancy week (259-286 days) and realize the maternity, as the control group, are included in the study, in consequence of a meticuluously, retrospective examination of the archive files. The maternal age, gravida, parity, pregnancy age in maternity, the way of the maternity, the birth weight, the evolution of the fetal distress in labor, the existence of the mekonium amnious fluid in the patients were evaluated. Results: When the groups were compared in respect to their vaginal delivery, a statistically significant difference was observed in control group (p=0.03). When the groups were compared in respect to the caesarean section rates, a statistically significant difference was observed in the experimental group (p= 0.03). When the caesarean section rates of the primipar pregnants between the groups were compared, a statistically significant difference was determined in the primipars of the experiment group (p=0.01; OR: 2.554; 95% CI; 1.227-5.316). Also, no statistically significant difference between the two groups, was witnessed in respect to the admittance of the newborn babies by the neonatal care units (p=0.18; OR: 4.806; 95%CI, 0.530-43.562). When the 1st minute APGAR score ratios were compared between the two groups, no statistically significant difference was determined (p=0.265; OR: 1.815; 95%CI, 0.628-5.245). Conclusion: The considerably increased caesarean section rates proves that more care should be paid to the pregnants that have completed the 41st gestational week with respect to the pregnants who have completed the 37-41 gestational week.