E-ISSN: 2619-9467

Contents    Cover    Publication Date: 17 Mar 2014
Year 2014 - Volume 24 - Issue 1

Open Access

Peer Reviewed

ORIGINAL RESEARCH
1584 Viewed823 Downloaded

Prevalence and Risk Factors of Double Incontinence in Patients Suffering from Urinary Incontinence and Pelvic Organ Prolapse
Üriner İnkontinans ve Pelvik Organ Prolapsusu Olan Hastalarda Çift İnkontinansın Prevalansı ve Risk Faktörleri

Full Text PDF  
Turkiye Klinikleri J Gynecol Obst. 2014;24(1):20-3

Article Language: EN
Copyright Ⓒ 2020 by Türkiye Klinikleri. This is an open access article under the CC BY-NC-ND license (http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/4.0/)
ABSTRACT
Objective: To evaluate the prevalence and sociodemographics of simultaneous anal and urinary incontinence among patients applying to the Urogynecology Unit and related factors. Material and Methods: Retrospective analysis of patients applying to Istanbul Medical School Department of Obstetrics and Gynecology Division of Urogynecology between 2002-2011 years with the complaint of urinary incontinence and/or pelvic organ prolapse was performed and those suffering from double (anal+urinary) incontinence were selected and analyzed. Statistical Package for Social Sciences version 21.0 was used for statistical analysis. Results: 2518 files were evaluated and 311 patients (12.8%) suffering from double incontinence were selected. 180 (57.2%) suffered from fecal incontinence, and 151 (48.6%) suffered from flatus incontinence. No significant relationship was found between fecal and flatus incontinence and age, type of urinary incontinence, marital state, medical and surgical history, pelvic organ prolapse, number and method of deliveries, history of episiotomy, and baby weight at birth. Conclusion: The prevalence of anal incontinence is high among patients suffering from urinary incontinence; therefore the presence of anal incontinence must be questioned among these patients. No significant factors that might lead to anal incontinence were identified in this population. Pregnancy may lead to anal incontinence due to denervation defects apart from episiotomy or method of delivery. Better results can be obtained if the number of patients is increased.
ÖZET
Amaç: İstanbul Tıp Fakültesi Ürojinekoloji Bilim Dalı'na başvuran, anal ve üriner inkontinans şikayetleri bulunan hastaların prevalansının, sosyodemografik ve klinik faktörlerinin belirlenmesidir. Gereç ve Yöntemler: 2002-2011 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Ürojinekoloji Bilim Dalı'na üriner inkontinans ve/veya pelvik organ prolapsusu şikayeti ile başvuran hastaların dosyası taranarak üriner inkontinans şikayetine ek olarak anal inkontinans şikayeti olan hastaların verileri analiz edildi. İstatistiksel analiz için Statistical Package for Social Sciences Paket Programı 21.0 kullanıldı. Bulgular: 2518 dosya tarandı ve çift inkontinansı olan 311 (%12,8) hastanın verileri analiz edildi. 311 hastanın 180'inde (%57,2) fekal inkontinans, 151'inde (%48,6) gaz inkontinansı saptanmıştır. Multivariate regresyon analizinde yaş, inkontinans tipi, medeni durum, hastalık, cerrahi öyküsü, pelvik organ prolapsusu, doğum sayısı ve şekli, epizyotomi varlığı, maksimum bebek ağırlığı ile fekal ve gaz inkontinansı arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Sonuç: Üriner inkontinans nedeniyle başvuran hastalarda anal inkontinansın prevalansı yüksektir ve mutlaka sorgulanmalıdır. Analiz edilen grupta anal inkontinans gelişimine neden olabilecek anlamlı bir faktör tespit edilmemiştir. Doğum şeklinden veya epizyotomiden bağımsız olarak gebelik, denervasyon kusurları nedeniyle anal inkontinansa neden olabilir. Ancak hasta sayısı arttırıldığında daha sağlıklı sonuçlar elde edilebilir.