Değerli meslektaşlarım,

Bilindiği gibi dergimiz yakın zamanda elektronik ortama geçmiştir. Dergi yayıncılığında çok önemli bir aşama olan, internet ortamına geçişi gerçekleştirmekten çok büyük bir mutluluk duyduğumu belirtmeden geçemiyeceğim.

Doğal olarak, makalelerin incelenmesinde danışmanlar ve yayın ekibi için büyük bir kolaylık getirilmiş oldu. Başlangıçta pek çok aksaklığın olacağının bilinci içerisindeyiz. Çünkü danışmanlarımızın bir kısmı henüz bu ilerlemeye alışabilmiş değiller. Her gün düzenli olarak gelen internet verilerini okumak gibi bir alışkanlıkları yok. Ancak bir süre sonra hepimiz bu yeniliklere ayak uyduracağız. En azından ayak uydurmak zorundayız.

Şöyle yakın geçmişe bir göz attığımda, slaytları nasıl hazırladığımızı, film çekmedeki zorluklarımızı, banyo işleri, renklerin uyumlu olup olmadığı hep sorun olurdu. Camsız çerçeveye konulmamış slaytlar, kongre sunumlarında biraz uzunca bir süre gösterildiğinde nasıl da yanarlardı. Seyrek olmayarak, magazinden düşerek karışıklıklara yol açan slaytlar nedeniyle zorluklar yaşanır idi. Şimdi o eski slayt cihazları neredeyse çöplüğe atılmış durumda. Bu nedenle, elektronik ortama ilk geçiş nedeniyle oluşan aksaklıkları normal karşılayacağınızı umarım.

Ben yenilikler konusunda şimdiye kadar hiç ümitsizliğe kapılmadım. Er ya da geç bu aşamaya atlayıp, geçmek gerekiyordu. Geçildi. Yazarlar artık makalelerinin son durumunu internetten kolayca takip ediyorlar. Yine de aksaklıklar olduğunda yayınevini ya da bizleri her zaman arayabilirler. İnternetten gelen mesajlarına günü gününe bakmayıp, makale incelemelerinde büyük aksaklıklara yol açan danışma kurulumuzun bazı üyelerine de ''yüksek müsadelerinizle'', ayrıca sitemlerimi iletirim.

Yayıncılığa başlayalı neredeyse on beş yıl olmuş. Hani o, ''henüz makalesini bile göndermeden kabul belgesi istemeler'', ''elden makale verme girişimleri'', ''bizde böyle şeyler olmaz denildiğine kırılmalar''. Evet hepsini yıllar içinde yaşadık ve çok şükür bugünlere geldik.

Özellikle genç meslektaşlarımız, yeniliklere çok çabuk adapte oluyorlar. Hepsinin internet ellerinin altında. İstedikleri bilgiye bir çırpıda ulaşabilmenin mutluluğunu yaşıyorlar. Bizler de doğal olarak onlardan giderek daha çok üretmelerini, giderek uluslar arası kalitede araştırmalar yapmalarını bekliyoruz. Ancak bu sayede gelişmiş ülkelerle aramızda oluşan açığı kapatabiliriz. Daha iyi araştırmaları, daha iyi makaleleri yapmak, yazmak zorunda olduğumuzu asla unutmamalıyız.

Palandöken Kış Kongresi'nin arkasından, bu yılın bahar kongreleri başlamak üzere. Önce Nisan'da Jinekolojik Onkoloji Kongresi, Mayıs'ta TJOD Kongresi, Avrupa Kontrasepsiyon Kongresi ve takiben EMAS Kongresi var. Önümüzdeki sayılarda kongrelerle ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşacağım.

Sevgi ve saygılarımla.

Prof.Dr. Haldun GÜNER

Editör