Hormon replasman tedavisi ve meme kanseri ilişkileri sonbahar kongrelerinin dördünde de işlendi. İkisinde yabancı konuşmacılar (Alman ve Amerikalı) ikisinde de bizden meslektaşlarımız konuyu güncel yönüyle ele aldılar. Yerli konuşmacılardan birisi de bendim.

Kongre konuşmaları eğer sonradan yazılı hale getirilmezlerse sadece kongrenin o oturumuna katılanlarca izlenebilen bilimsel etkinliklerdendir. Eğer iyi bir sunuş yapılabilmişse parlak bir havai fişek gibi dinleyenleri büyülüyor, ancak kısa sürede de kaybolup gidiyorlar. Buna ait çarpıcı bir örnek Eylül ayında Ankara'da yapılan '2000'e 3 Kala' kongresindeki Amerikalı Creasman'ın konuşmasıydı.

Son derece etkileyici, güncel ve çarpıcı bir anlatımla Dr.Creasman olayları ve cevapları tek tek ortaya koydu. Ancak o esnada salonda bulunanlar 40 kişiyi geçmiyordu. Açıkça bu konuda dünyaca tanınmış bir masterin konuşması boşa gitti.

Eylül başlarında İstanbul'dan Abdullah Turfanda ve arkadaşlarının 'Hormon replasman tedavisi ve meme kanseri' isimli derleme makalelerinin dergiye geldiği bildirildi. Olanca gücümüzle yayın akışını hızlandırarak bu makaleyi 1997'nin son sayısına yetiştirdik.

Gerçi 1995 yılında Ankara Onkoloji Hastanesi'nin dergisi olan Acta Oncologica Turcica (Cilt:28, No:1-2, 69-72, 1995)'da bu konuda bizim derlememiz basılmıştı. Ancak dergi kadın doğum hekimlerince fazla okunmadığından, ayrıca Türk Tıp İndeksimiz bulunmadığından yazarlarca da görülememişti. Biz yazıyı özellikle Genel Cerrahların daha çok okudukları bir dergiye göndererek konuya dikkatlerini çekmek istemiştik.

Ben iki yazıyı da tekrar değerlendirdim. İki yıl gibi çok kısa bir süre geçmesine rağmen artık bazı kavramların oturmuş olduğunu gördüm.

Bundan 5 yıl önce benign meme hastalıklarında bile HRT kullanımının kontrendike olduğunu savunan pek çok genel cerrah günümüzde konuya daha liberal yaklaşmaktadır. Bu nedenle konuyu enine boyuna irdeleyen derlemeler uluslararası ün yapmış yabancı konuşmacıların katıldığı kongreler kadar, hatta onlardan daha da etkili olmaktadır. Zira yazılı eserler kalıcıdır, süreklidir.

Eskiden olduğu gibi bundan sonra da aktüel olan tartışmalı konuları gündeme getiren makalelere dergimizde en kısa zamanda yer vereceğiz.

Bakınız sayın Turfanda ve arkadaşları makalenin sonuç bölümünde ne diyorlar: 'HRT 5 yıldan kısa süreli kullanımlarda meme kanseri riskini arttırmamaktadır. 10 yıldan fazla kullanımlarda ise %20-30'luk bir artış vardır. Bu, ömür boyu riskin %7'den %9'a çıkması anlamına gelir.'

Özetle meme kanseri korkusu nedeniyle yıllık meme muayenesi, mammografi ve meme USG kontrollerinin yapılması koşuluyla HRT tedavisi engellenmemelidir. Zira kardiyak hastalıkların neden olduğu ölümler, meme kanserine oranla 10 misli fazla olup, birinci sıradadır ve bu ölümleri HRT vermek suretiyle en az %50 azaltabiliriz.

Gelecek sayıda buluşmak üzere.

Saygılarımla...

Prof.Dr.Haldun GÜNER

Editör